1929 yılında Tokat'ın Erbaa ilçesinin Tanoba kasabasında dünyaya geldi. Babası Osmanlı döneminde Batum kadılığı yapmış Ali Efendi'nin ahfadından Hafız Mustafa Efendi'dir. Annesi, İstanbul'da İsmet Efendi Tekkesi şeyhi Yanyalı İsmet Garîbullah Efendi hulefasından Bahrullah Efendi'nin halifesi ve Niksar Keşfî Camii Medresesi müderrisi Üzeyr Efendi'nin kerîmesidir.
Ülkemizin, dini hayatın yaşanması itibariyle, karanlık denilebilecek bir döneminde babasının azim ve gayreti, validesinin şefkatiyle seher vakitlerinde hafızlığını ikmal etti. Hafızlığı bitirdiği senelerin hemen akabinde iki yıl Niksar Arasta Camii'nde mukabele okudu.
1943 senesinde ağabeyi Bahauddin ile beraber ilim tahsili için İstanbul'a geldi. Burada İsmet Efendi Tekkesi şeyhi Ahıskalı Ali Haydar Efendi'nin delaletiyle Fatih Camii imamı Kurra Hafız Ömer Fazıl Aköz Hocaefendi'yle tanıştı ve üç ay Fatih Camii’nde misafir oldu. Daha sonra Üçbaş Medresesi'ne yerleşti. İstanbul'da iken dönemin üstatlarından ders okudu. Başta, Fatih Camii başkayyımı Süleyman Efendi’den Buhârî-i Şerif okuyarak icazet aldı. Bunun dışında Gümülcineli Mustafa Efendi, Hafız Ömer Efendi, Hüsrev Efendi ve Muhaddis İbrahim Efendi'den Fatih Camii’nde ve muhtelif meclislerde dersler aldı. Ali Haydar Efendi'nin evinde hususi olarak kendisinden fıkıh ve diğer İslâmî ilimleri tahsil etti. Bu dönemde derslerin mukaddimesi kabilinden okunan Şifâ-i Şerif kendisinde derin tesirler bıraktı.
1950 senesinde hocası Ali Haydar Efendi'nin işaretiyle, Bağdat üzerinden Mısır'a gitti. Burada Ezher-i Şerif'in lise ve üniversite kısmını tamamlayarak Şeriat Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı zamanda Mısır'da bulunan Osmanlı Devleti bakiyesi ulemadan sâbık Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Yozgatlı İhsan Efendi gibi zevatın derslerine iştirak etti. Ayrıca şeyhülislam dersvekili büyük âlim Muhammed Zahid el-Kevserî'yle hususî ders okumak suretiyle kendisinden icazet aldı.
Yine Ahmed Fehmi Ebu’s-Sunne, Abdulvehhab Buhayrî gibi Mısır'ın meşhur ulemasıyla hem Ezher'de hem de hariçte ders okumak suretiyle kendilerinden istifade etti.
1958 senesinde Türkiye'ye döndü. Türkiye'ye dönüşünün üçüncü günü itibariyle, Celal Hoca diye maruf Celaleddin Ökten hocanın tensibiyle İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde hocalığa başladı. Buradaki vazifesi 1960 darbesine değin sürdü. Bu sırada Eminönü müftüsü ve Hırka-i Şerif Camii cuma hatibi Ali Yekta Efendi'nin kerîmesi ile evlendi. Aynı dönemde kendilerinden istifade ettiği muhterem hocalarının yanında Fatih Camii'nde fahrî olarak dersler vermeye başladı.
1976 senesinde dönemin Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç Hoca'nın gayretleriyle açılan Haseki Dinî Yüksek İhtisas Merkezi'nde yine Tayyar Altıkulaç'ın isteği üzerine hadis-i şerif hocası olarak vazife aldı. Burada iki dönem Sünen-i Ebî Dâvûd okuttu.
Haseki Dinî Yüksek İhtisas Merkezi’ndeki dersleri yanında ara vermeksizin devam ettirdiği Fatih Camii derslerine ilaveten İlim Yayma Vakfı bünyesindeki Ekmekcizâde Medrese’sinde ve diğer birçok yerde fahrî hocalık yaptı.
Muhterem M. Emin Saraç Hocaefendi derslerine hâlen ilk günkü aşkıyla devam etmektedir.
Hocamıza Cenab-ı Hak’tan hayırlı uzun ömür niyaz ediyoruz.